Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

2 Ocak 2012 Pazartesi

22# Sıkıntılar büyüyor..

Sıkıntılar büyüdükçe daha da üzücü oluyor. Her iki tarafta kırılıyor. Bu bir süre sonra 2 tarafı aşabiliyor hatta, hayatımızda her yere bulaşıyor. Bazen çevremizde alakasız kişileri bile bu konular yüzünden üzebiliyoruz. Genel konuşmak da saçma olabilir aslında. Ben kabul ediyorum bazen yapıyor olabilirim. Ama aslında çoğu zaman dikkat ederim. Mesela evde yaşadığım sorunlar evin kapısını kapatıp çıktığımda bitsin istiyorum. Bazen başarabiliyorum bunu bazen olmuyor. Eğer bu günlerde kırdığım arkadaşlarım olduysa hepsinden birer birer özür diliyorum burdan.

Bu blog sıkıntılarımı anlatmak için açılmış değil tabii ki. Ama hayatımızda her zaman iyi şeyler de olmuyor. Kötü şeyler olduğunda da insan yazmak istiyor. Yazdıkça azaldığını farkediyorum çünkü. Ben sadece burada değil evde ajandama, boş bir kağıda, telefonuma, her yere yazıyorum. Durmadan.. Bir süre sonra çözüm bulunuyor. Gerçekten işe yarıyor deneyin.

Peki bu sorunlar ne mi? Şu sıralar ailemle aram kötü. Gerçekten kötü. Ben kendimi onlara yanlış gösteriyorum. Bazen sınırlarımı aşıyorum. Onlar haklı. Ama ben pişmanım, eğer il dışında olsam kendi sınırlarımı kendim çizerdim. Burda sınırımı çizmeye çalıştıkça annem, babam ben o sınırı geçmek istiyorum. Neden bilmiyorum. Kontrol altında gibi hissediyorum kendimi. Bunun ergenlikle alakası yok. Okuyanlar ergenlikten çıkamamış diyebilir ama alakası yok gerçekten. Her zaman bir sınırım olsun istiyorlar. Tamam olsun olmasın demiyorum ama bari yılbaşında yapmayın bunu. Ben neden yılbaşında arkadaşlarımlayken beni gelip 2de 3de alasınız ki? Bırakın sabah olsun ben kendim geleyim. Bu bir sınır değil. Bunu anlatamıyorum. Farklı düşünüyoruz bu konuda da.. Bakalım bu hafta 2 tane sabahlamam var. Önümüzdeki günlerde neler olacak?

Gelelim 7 Ocaktaki o muhteşem yemeğe, çok çok az kaldı. 39. Yıl Yemeği. Her şey hazır gibi. Küçük eksiklerimizi tamamlayacağız ve o akşam keyfini çıkaracağız. Gelenler de memnun ayrılacak umarım :) Herkesi yemekten sonra da partiye bekliyoruz tabii ki..

Hah bir de hakemlik olayı var.. Il hakemi olucam bu ay ve bunun için 10 tane maça 'hakem' olarak çıkmam gerekiyordu. Geçen haftaya kadar 5di. 2 haftada 3 maç oldu. Biri şansıma geldi ama oldu :) Son 2 maçım kaldı ve bu hafta tamamlamam lazım galiba. Onun için işler biraz daha sıkıştı..

Farkettiyseniz okulu sona bıraktım. Ne bileyim, okul garip. Kendimi üniversitede hissetmiyorum zaten. Öğrencisini rektörlüğe şikayet eden öğretmenlerimiz var. Yalandan laflar söyleyerek. Liseden beter.. Sevdiğimiz hocalarımız da var tabii ki. Onların dersleri için dayanıyoruz işte bu seneye.. Bize Ingilizcede bir şeyler katabiliyorlar.. Bu hafta sunum yapmam lazım, Book Report var. Daha kitapla alakalı hiç bir şey yapmadım..

Aslında işin özü, 7 Ocaktan sonra güzel bir boşluğa düşeceğim.. Hayatımı düzene sokmam için mükemmel günler başlayacak.. Sıkıntılar ne kadar büyüse de sonu aydınlık ben bunu biliyorum :)

4 yorum:

Küfür falan etmezsiniz umarım. Buyrun.